‘‘Tehcirin gerçekleştirildiği tarihten günümüze kadar gelen devrede yer değiştirme konusunda çok şey yazılıp çizilmiştir. Ermeniler, uydurma belgelerin arkasına gizlenerek, dünya kamuoyunu uzun süre kandırmayı başarmışlardır. Başlangıçta 300.000’lerden başlayıp, 3.000.000’lere kadar varan rakamlarla ifade edilen Ermeni Katliamı hikayelerinin hiçbir dayanağı bulunmamaktadır. Nitekim İstanbul’un işgali döneminde, gerek İngiliz ve gerekse Fransızlar, Osmanlı arşivini yeterince araştırmış ve soykırımı ima edecek bir belgeye dahi rastlanmamış olsalar gerek ki, Ermeni soykırımına ait hiçbir belgeyi somut olarak sunamamaktadırlar. Öte yandan kendi arşivlerinde, o zaman Anadolu’ya gelip yer değiştirme uygulamalarını izleyen ve görüntüleyen gazetecilerin çektikleri fotoğraflar olmalıdır. Eğer devletlerin emriyle böyle bir soykırım olsaydı, bu fotoğraflar da şimdiye kadar çoktan dünya kamuoyuna açıklanırdı. Şayet, Osmanlı Devleti’nin Ermenileri “Soykırım”a tabi tutmak gibi bir amacı olsaydı; bulundukları yerlerde bu düşüncesini gerçekleştiremez miydi? Yer değiştirme sırasında yapılan bunca harcamaya, bunca idari ve askeri önleme ne gerek vardı?[1]
Devlet güvenliğinin sağlanması için zorunlu olarak uygulanan ve dünyanın en başarılı sevk ve iskan hareketi olan yer değiştirme uygulaması, hiçbir zaman Ermenileri imha etmek amacıyla yapılmamıştır.’’[2]
[1] Kamuran Gürün, Ermeni Dosyası, Ankara: Türk Tarih Kurumu Yayınları,1983, s. 149-151.
[2] Esat Uras, Tarihte Ermeniler ve Ermeni Meselesi, İstanbul: Belge Yayınları,1987, s. 119, 120.
This entry was posted
on 4.01.2010
at 02:36
and is filed under
Tehcir
. You can follow any responses to this entry through the
.