''Ermeni iddiaları, Türkiye’ye düşman ve hatta dost devletlerce iç veya dış politika malzemesi olarak gündeme getirilmektedir. Halen hiçbir geçerliliği kalmamış olan bu iddia ve eylemlerle belirli hudutlar içinde, desteklenmek suretiyle Türkiye’yi yıpratmak, güçsüzleştirmek ve bu vesile ile ödün koparmak gibi amaçlar takip edilmektedir. Bu konu dün vardı, bugün de vardır. Yarın da olacaktır. Prof. Mc Carthy’nin dediği gibi; “Batı Avrupa ve ABD’de yapma tarih rüzgarı esmektedir… Suskunluk işe yaramamaktadır. Dünya Türkiye’nin suçluluğuna inandığı sürece, mesele sürüp gidecektir. İşin çaresi gerçeği ortaya çıkarmaktır”.Bunun için önce Ermeniler ve yandaşlarının iddiaları nelerdir? Bunlar gerçeği hangi ölçüde yansıtmaktadır? Gerçekler nelerdir? Konu nasıl incelenmelidir? Sorularını doğru cevaplandırmak gerekir.Ermeni iddialarını dört ana grupta toplamak mümkündür.

1- Doğu Anadolu Ermeniliğin ana yurdudur. Türkler Ermenileri buradan zorla sürüp atmışlar ve onlara yüzyıllar boyu zulmetmişlerdir.

2- Türkler 1890’dan beri Ermenileri sistemli bir şekilde yok etmeye çalışmışlar, özellikle 1915’te soykırıma tabi tutmuşlardır. Sözde soykırımda hayatlarını kaybeden Ermenilerin sayısı bir buçuk milyonu aşmaktadır.

3- Savres Antlaşması ile Büyük Ermenistan oluşmuştur. Bu anlaşma halen yürürlükte olup Türkler Ermenilere verdikleri zararları ödemelidir.

4- Halen Türkiye’de yaşamakta olan Ermeniler hiçbir şekilde hür ve serbest değillerdir.

Acaba bu iddialar gerçeği yansıtmakta mıdır?Değilse, gerçek nedir? Gerçeğe ulaşmak için nasıl bir metod kullanılmalıdır?Türk-Ermeni ilişkileri hakkında sağlam bir yargıya varabilmek için, Tarih metodolojisi gereği bu ilişkileri Selçukluların Anadolu’da görünmelerinden itibaren yaklaşık bin yıllık bir zaman süreci içinde ele almak ve olayları o zaman şartları ve uluslar arası konjonktürü de göz önüne alarak değerlendirmek gerekir.''[1]


[1] Abdurrahman Çaycı, Türk Ermeni İlişkilerinde Gerçekler, Ankara: Atatürk Araştırma Merkezi, 2000, s. 3.