Osmanlı Dönemi ( 1 )  

Posted by Sözde Ermeni Sorunu Üzerine in

“Osmanlı devletinin ilk kuruluş yıllarında Ermeniler genellikle Çukurova, Doğu Anadolu ile Kafkasya bölgelerinde küçük prenslikler ve beylikler halinde ve dağınık durumdaydılar. İran, Bizans, Gürcü, Selçuklu devletleri ve diğer küçük devlet ve beyliklerle karışmışlardı ve bunların yönetimi altındaydılar. Ermenilerin Osmanlılarla ilk ilişkileri, çok azınlıkta bulundukları Anadolu’nun batı bölgesinde başlamıştır. Osman Gazi 1324 yılında Bursa’yı devlete merkez yaptıktan sonra Kütahya’daki Ermenilerin çoğunluğunu Ermeni ruhani reisliği Bursa’ya nakledilmiştir”[1].
“Tarihlerinde hiçbir devletten ve hükümdardan görmedikleri ilgiyi Osmanlı devletinden gören Ermeniler, Türk milletine samimi olarak bağlanmışlardır. Bu yüzden kısa bir süre içinde çeşitli yerlerden İstanbul’a göçen Ermeniler büyük bir cemaat oluşturmuş ve dünyanın en refah içindeki cemaatlerinden birisi haline gelmişlerdir. Sultan Mehmet’ten (Fatih) Sultan II. Mehmed’e kadar 330 yıllık süre içinde Hıristiyanların ve dolayısıyla Ermenilerin dini ve toplumsal işlere kesinlikle karışılmamıştır. “Amira” denilen bankerlerden, tüccarlardan ve okul, matbaa, kütüphane açılmış, birçok Ermeni genci öğrenim yapmak ve sanat öğrenmek üzere Avrupa’ya gönderilmiştir. Aynı dönemde bu haklardan Rusya yönetimindeki Ermeniler yararlanamamışlardır”. “Osmanlı yönetimindeki diğer gayrimüslim azınlıklar gibi Ermeniler de her zaman birinci sınıf vatandaş muamelesi görmüşler; askere gitmedikleri gibi özellikle ticari hayatta kilit noktaları ellerine geçirmişler, toplumdan ön plana çıkmışlar ve zenginleşmişlerdir”. Ermeniler iddia edildiği gibi soykırıma uğrayan bir topluluk değil, devletin her kademesinde her meslekte önemli yerler edinmiş bir grup olmuştur[2].
[1] Koçaş, s. 85.
[2] Koçaş, s. 87.

This entry was posted on 30.12.2009 at 02:18 and is filed under . You can follow any responses to this entry through the .

0 yorum